Cazkolik: “”Blue Band” zengin özellikleriyle tipik bir başyapıt”
Büyük soundlar ve orkestral ses derinliğinin zihnimde sınırı yok. Bu yüzden, orkestral müziklerin içindeki kirişleri keşfetmeye meraklıyım ve Selen Gülün’ün yeni albümü Blue Band’in de çıkmasını ilgiyle bekliyordum. Geçen hafta maili görünce vuslat hasıl oldu dedim.
Selen Gülün, doksanlar sonrası Türkiye caz sahnesine yeni çağın eşiğini atlatan öncü isimlerdendir. 2004 tarihli ilk albümü “Just About Jazz”dan bu yana müziği kuşağının önünde koştuğu gibi, yerel caz anlatımızın yön bulmasında sıradanlık ve durağanlık içinde olmamıştır. Denemekten kaçınmamış, çeşitliliğe özen göstermiştir. Yeni albümü “Blue Band”de olduğu gibi dokuz-on kişilik bir enstrüman kalabalığına da dalmış, solo piyano yalnızlığı içinde yol da almıştır. Eğer Türkiye’de caz daha yenilikçi, hatta rekabetçi ve kişiye özel bestelerle gelişmek istiyorsa Gülün gibilerin müziğinin farklı dönemlerinde bulduğu cevapları hızla geride bırakma cesaretini göstererek yeni yön arayışlarına merak salmasına çok ihtiyacı var ve biz cazseverler de ancak o yeni pusula arayışları sayesinde öngörüde bulunabiliyoruz.
Gülün, dünyanın farklı şehirlerinde yaşayarak edindiği tecrübeyi farklı sanatçılarla farklı sahnelerden paylaştı. Kaydettiği müzikler caza yön veren dünya basını tarafından paylaşıldı. “Blue Band” öncesi biriken bu verimli ve katmanlı tabakalar yeni albüm “Blue Band”de en olgun yapıtına dönüşmüş görünüyor.
“Blue Band” ses paletinde enstrümanların renklerine gösterilen özen
Selen Gülün “Blue Band” albümünde her enstrümanın sesini ayrı renkler halinde kullanmış. Titiz davranmış, nüanslarla oynamış. Parçanın zeminine -mesela açılışta Eski Müzik’teki gibi- ritmik dokuyu yerleştirmişse eğer bariton saksofon gibi bold renkleri kontrast tercih etmiş. Bu sayede, enstümanlar bir arada çalarken dahi renkleri tertemiz ayırdedebiliyoruz.
Bir diğer nokta ise, Gülün’ün müzisyen arkadaşlarına güvenmesi cazın açık uçlu ihtimallerini, esnek stil geçişlerini -doğaçlama anlar dahil- verimli bir dinamizme dönüştürmüş. İcra anında yaşananları dinleyiciler olarak bilemeyiz ama özgüvenin karakteristik etkisini anlayabiliriz. “Blue Band”de oluşan bu kuvvetli potansiyeli son senelerin en önemli ve heyecan verici caz katkılarından biri olarak görüyorum.
“Diloy Suite” 13 dakika ama etki alanı çok daha geniş
Beş parçalı “Blue Band” albümünün en uzun ve dikkat çeken müziği “Diloy Suite”in portrevari anlatılı sorulu-cevaplı paragrafları nadir bir formun özellikli örneğine dönüşmüş. Süitin en güzel yanı ise ortadaki ritmik köprünün ardından enstrümanların karşılıklı konuştuğu anlar olmuş. Ama, süitin ürettiği önem sıralamasının başına boş görünen Türk caz süitleri sayfasındaki eksikliği hakkıyla giderdiğini yazmalı ve caz dünyası olarak teşekkür etmeliyiz.
Selen Gülün’ün yılın son dönemi çıkan “Blue Band” albümünde süit formuna yer vermesi, müzisyenlerin karmaşık icra anlarında dahi renklerini aktarabilmesini sağlaması ve yaratıcı heyecanını müzikal olgunluğuyla harmanlayarak Türkiye’deki caz çıtasının yükselmesine katkısı, dünyada giderek artan kalabalık formatlara Türkiye’den güçlü bir katkı sağlaması altı özellikle çizilmesi gereken notlar olmalı.
“Blue Band” albümünde çalan müzisyenler:
Barış Doğukan Yazıcı, Trompet, Büğülü.
Halil İbrahim Işık, Trompet
Bulut Gülen, Trombon
Serhan Erkol, Alto Sax, Soprano Sax
Engin Recepoğulları, Tenor Sax
Barış Ertürk, Bariton Sax, Bas Klarinet
Selen Gülün, Piyano
Ozan Musluoğlu, Kontrbas
Alper Yılmaz, Elektrik Bas
Berke Özgümüş, Davul
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 23 Kasım 2022, Çarşamba
Selen Gülün, a musician based in Tokyo for some time now, has been a participant of Akbank Jazz Fe
Ozan müzisyen tanımı rock müzikle anılmasında Leonard Cohen gibi usta söz yazarların etkisi